'Ağaçlar Ayakta Ölür' - Nevra Serezli ve Tiyatro Kare (Füsun Akmen Balkaya)


Annem Güneş Sezai Akmen anısına…


‘AĞAÇLAR AYAKTA ÖLÜR’ NEVRA SEREZLİ VE TİYATRO KARE …

Tiyatro Kare ve Nedim Saban Başarısı

Nedim Saban yıllar sonra kendi yönetmenliği ve yönetiminde olan Tiyatro Karede Nevra Serezli’yi ‘Ağaçlar Ayakta Ölür’ adlı oyunuyla yeniden 2020 yılının ikinci yarısında yani pandemi öncesi seyircisiyle buluşturmuş. Bu buluşmayı dünya kültüründe hepimizin bildiği sevdiği ortak unsurlarımızdan biri olması nedeniyle üstte adı belirtilen oyunun ağaç,hayat ve insan olarak sembolize edilen üçlüsünde farklı bir lezzetle bu oyunda usta sanatçının muhteşem oyunculuğuyla birlikte yönetmenin akılcı yaklaşımıyla oyun yeniden sunulma başarısını gerçekleştirmiştir.
Yalnızlık duygusunun insan yaşamında çoşku ,yaşama sevincini ve ümidi ötelemek yerine sevgiyle sarmalama fikrini öne getirmiş.Gerçek ile gerçekmiş gibi inanmak sarmalından hareketle gülümsemenin kahkaha şekline dönüşerek seyircisini sevgi dokusunda dinlendirmeyi Saban hem yönetmen hem de çevirici olara başarmıştır.

Tiyatro Kare olarak evrensel değerlerin tercih edildiği oyunların repertuarsal tercihinde yenilikçi uslubun gelenekselci yapı ile ters düşmeden bilinçli kaynaşması veya buluşması anlamında asal hedef olarak öne çıkması Tiyatro Kare tarafından benimsenmiş.Tecrübenin oyunculuk olarak üst sanata hizmet edebilirliğini vurgulanırken, gençlere takdim edilen destek için ise yine Tiyatro Kare ve Nedim Saban olarak yenilikçi taraf öne çıkarılmıştır.

Ağaçlar Ayakta Ölür ve Yazar Alejandro Casona


‘Los arboles mueren de pie’ ya da Ağaçlar Ayakta Ölür ve Alejandro Casona 1949 da İspanya iç savaşından sonra ihtiyaç olan sevgi ve mutluluk temaları üzerinden insanlığa muhteşem mesajlar iletmiş.

Nedim Saban’ın kişisel gayretleri ve Nevra Serezli’nin katılımıyla oyunun dokusuna olan olumlu etkisi bu ikiliye çalışma şansı ve üstün başarıyı getirmiştir.

Bu oyunun filmsel geçmişini de bilen Türk seyircisi için duygusal yapısı fazlaca güçlü olan bu çalışma 1964 yıllarını işaret etmiş ve Nedim Saban’ı olaysal motifler anlamında 1970’lere taşımıştır.

Oyunda babaanne ,kaza, ölüm, torun ve sevginin getirdiği iyileştirici haberleşmelerin sahibi sevgili büyükbaba (Nuri Gökaşan)ile Hakan’ın ardına sığınılmış yaşam ve gerçekleşmesi uğruna bir dernek ile kurulan iletişim yine duygusal çaresizlik ile dönemin siyasal portresinde ortaya çıkan hususlarda oluşan insansal portrenin o döneme ait motiflerinde yeniden oyun zihinsel olarak tazelenmiş.Sahne müthiş bir duygu bütünlüğünden seyirciyi yavaş ,yavaş gülümseten duraklarla yeniden toparlayarak umutsuzluktan umuda muhteşem geçişleriyle yeniden sevginin yapıcılığında iyileştiriciliği önemsemiştir.

Sabansı yenilikçi yaklaşımlar sahne düzeni ve oyuncu oluşumunda kendini göstermiş ,sevginin ulaşılmaz iyileştirici etkisiyle birlikte şaşırtıcı motifler oyuna yerleştirilmiş olması yönetmeni istediği başarıya götürmeye neden olmuştur. Yaşamda düş gibi olan yalanlar ile gerçeğin birlikte aktarımındaki tercih, gerçekten içimize yönetmen tarafından en doğal şekliyle akıtılmıştır.

Nevra Serezli , Nuri Gökaşan ve oyuncular ….

Babaanne rolüyle Nevra Serezli’nin Türk Tiyatrosundaki varlığı ve usta olmanın tanımı oyunculuk performansında yine alanında bir virtüöz olarak hayranlığımızın kendisine artması olarak yorumlanmıştır.

Büyükbaba Nuri Gökaşan çaresizlik,ölüm ve sevginin yapıcı köşe taşlarından bir olarak hak ettiği alkışlarımızı müthiş uyumu ve başarısı ile almıştır.

Burcu Kazbek,Arif Güney,Oral Özer,Meltem Özlevent,Mahir Akgündoğdu Nedim Saban’ın doğru tercihinde ve oyunun başarısında yüksek katkıları olan genç yetenekli oyuncular olarak seyircinin beğenisiniyle buluşmuşlar.

Dekor Tasarımında Cihan Başar,Kostüm Tasarımında Sadık Kızılağaç, Işık Tasarımında İsmail Sağır ile diğer tüm emeği geçen teknik ekip çalışanları teşekkürlerimizi hak etmiştir.

Füsun Akmen Balkaya
24.01.2020 /CKM-İst.

*Tiyatro Kare ailesi ve Nedim Saban’la yeniden buluşma ve yeniden perde açma günlerine özlemle…

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski